Girişkenlik; kendi fikirlerinizi, bakış açınızı, karşınızdakilerin hakkına da saygı göstererek ifade edebilmenizdir.
Girişkenlik,dürüst ilişkiler kurma şansını arttırdığı gibi kişinin kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olur ve kişiye günlük sıradan olayların denetimi elinde tutabiliyor olduğu duygusunu verir. Kişinin karar verme yeteneğini geliştirir ve kişiye yaşamdan beklentilerini elde etme şansı verir. Toplumumuzda pek çok kişi, değişik nedenlere bağlı olarak girişken olmaktan kaçınır. “Ayıp olur”, “Başkası üzülür, bozulur, kırılır.” ya da “Uyumlu olayım” gibi aslında gerçekçi olmayan düşüncelerle kendisini baskılayan kişilerin sayısı bir hayli fazladır. Oysaki kendi duygularınız ve ihtiyaçlarınızla temas içinde olmanız, onları önemsemeniz, onlara sırtınızı çevirmemeniz, psikolojik olarak da sağlıklı olmanızı sağlar.
Çekingenlik ise; Alışılmadık durumlarda meydana gelir. Ancak, çekingenliğin başlangıcının sebebi çeşitlendirilebilir. İçedönük ve dışadönüklüğün,yalnızca çocuğun genetik özyapı ile değil de bir çocuğun yetiştiği çevreyle de ilgisi olduğu kanıtlanmıştır. Yakın ilişkilerde çoğu insan çekingen davranışlar sergiler. Sevdiğini söyleyemez, yanlış anlaşılacağını düşünür, reddedilmekten korkar ve çekingen kişilik problemi varsa bu durum daha yoğun yaşanır. Utanma durumları vardır, daha önceden yaşanmış bir deneyimi yoksa bu durum diğer yaşananları da pekiştirmiş olur. Yakın ilişkide karşı kişiye çekingen davranarak, duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlanır. Heyecandan kendini eksik tanıtır ve sağlam bir iletişim oluşmayabilir.