Mariana çukuru, büyük okyanusun batısındaki mariana adalarının en büyüğü olan ve en güneyindeki adası şekilde bilindiği üzere guam adasının güney batısında, japonya ve endonezya’nın tam ortasında bulunur. Dünya üstündeki en derin noktadır. Bilim insanları tarafından uygulanan araştırmalar sonucunda en derin noktasının 10.994 m. Olduğu tanımlanmış ek olarak uzunluğunun 2542 kilometre bulunduğu tespit edilmiştir. Çukurun genişliği ise 69 kilometredir.
Mariana çukuru’nun ne oluştuğunu izah etmek icap ederse; kimi zamanlar yerkabuğunu meydana getiren plakalardan bir kaçı birbirlerine yaklaşarak çarpışırlar. Bu çarpışma sonucunda plakalardan bir tanesi ötekinin altına girerek ‘’dalma’’ isminde olan bir vaziyet gerçekleştirir.
Dalma durumunun manası ise yoğunluk açısından üstün olan plakanın, daha düşük sık olan plakanın altına kayması vakasıdır. Netice şekilde bu alanlarda şiddetli depremler görülebilir ve depremlerin meydana geldiği derinlikler levhaların ebatlarına nazaran 700 kilometreyi bulabilir. İşte mariana çukuru’da pasifik plakası ile mariana plakası’nın birbirine çarpması neticesi meydana gelmiş bir çukurdur.
Tabi meydana gelmiş bu fazla önemli derinliğe evvela inen şahıslar amerikalı asker teğmen donald walsh ve isviçreli bilim adamı jacques piccard’tır. Dalışı gerçekleştirmek üzere batiskaf (çok fazla basınçlara dayanabilen katı maddeden tamamlanmış çelik küre biçimli, dalış üzere yakıt boşaltarak onun yerine deniz suyu kullanarak demir safra atan araç) isimli su altına dalıp çıkabilen bir taşıt kullanmışlardır. Dalış tam 5 saat sürmüş ve 10916 m. Derinliğe inilmiştir. 25 mart 2012 tarihinde’de titanik, terminatör, aliens ve avatar vb. Meşhur filmlerin yönetmenliğini ve hem de prodüktörlüğünü yapmış olan james cameron kendi hususi denizaltısıyla 156 dakikada tabana inmeyi başardı ve bu derinlikte yapmış bulunduğu saatler devam eden araştırma nihayetinde 70 dakikalık bir yukarı çıkış yolculuğu ile serüvenini bitirdi.
Mariana çukuru’nun derinliklerine düzgün uygulanan bu seyahatler her nasıl denli kazasız ve belasız atlatılmışsa da göğüs gerilen ve ihmal edilen riskler son derece büyüktür çünkü dip noktadaki tazyik yeryüzü basıncının nerdeyse 1000 katı miktarındadır. James cameron’un dalış icra ettiği denizaltıda bu yüzden ötürü metrekare başına 7250 tondan daha çok ortaya çıkabilecek bir basınca karşı dayanıklı şekilde yapılmıştır. Okyanusta basınç her 10 metrede santimetrekareye 1 kg artar. Bu misal verildiğinde zaten hiç bir bireyin yardımsız ve geliştirilmiş taşıt v.B ekipmanlar olmaksızın bu çeşitli derinliklere iniş yapamayacağı net bir biçimde anlaşılabilir.