Ebelik, doğuma yardımcı olma sanatı ve mesleği. Eski Ahit’in ilk kitaplarında bile sözü edilen ebelik en eski mesleklerden biridir; ne var ki, ebeliğin Eski Yunan ve Roma’nın toplumsal yapısı içinde yerleşik bir kurum niteliği kazanmış olmasına karşın, bu uygarlıklardan kalma yetersiz doğum bilgisi ortaçağda tümüyle unutularak yerini boşinançların belirlediği uygulamalara bırakmıştır. Sonuçta, bütün ortaçağ boyunca bebek ölüm oranı ürkütücü boyutlara ulaştığı gibi, yardımsız ve normal doğum yapamayacak durumdaki anneler içinde her zaman ölüm tehlikesi söz konusuydu.
17. yüzyıl Avrupa’sında, yavaş yavaş ve tek tük girişimlerle de olsa ilk kez ebelik eğitimine başlandı. 18. yüzyılda büyük kentlerde, aynı zamanda ebeler için de birer eğitim merkezi olan doğum hastaneleri açıldıysa da, ebelerin eğitimine ve denetimine ilişkin yasal düzenlemeler ancak 19. yüzyılda gerçekleştirilebildi, Bu konuda öncülük eden ülkeler Hollanda, ıskandinav ülkeleri, Almanya ve Fransa olmuştur.
Türkiye’de, kadın doğum hekimlerinin gözetimi altında hastanede doğum yapma alışkanlığının yerleşmesinden ve ebelik eğitiminin yaygınlaşmasından önce, özellikle kırsal kesimde halk arasında ebe olarak bilinen deneyimli kadınların yardımıyla evde doğum yapılırdı. Bugün bile, sağlık ocaklarının ve devletçe atanmış diplomalı ebelerin bulunmadığı yerleşme bölgelerinde, bu işte ustalık kazanmış köyebeleri doğuma yardımcı olmaktadır. Ne var ki, doğum konusunda deneyimli oldukları halde bilgileri yetersiz olan ebe kadınlar, cerrahi girişim gerektiren güç doğumlarda çoğu kez annenin ve bebeğin yaşamını tehlikeye atabilecek önlemler aldıklarından, köylerde annenin ya da bebeğin sakat kaldığı ya da yaşamını yitirdiği doğumlara oldukça sık rastlanırdı.
Osmanlı Devleti’nde ebelik eğitimi, 1827’de açılan Tıbharıe-i Amire’de cerrahi dersleri sırasında erkek ebelerin yetiştiştirilmesiyle başladı. 1846’da Mekteb-i Tıbbiye’de, ebe kadınlara doğum bilgisi veren bir kurs açılarak 1848’de ilk eb elik ruhsatnameleri verildi. 1908’de Mülki ve Askeri tıbbiyelerin birleştirilerek Haydarpaşa Tıp Fakültesi’nin kurulmasıyla, Mülki Tıbbiye’nin boşalttığı binalarda ilk Ebe Mektebi açıldı. Cumhuriyet döneminde yeniden düzenlenen ve İstanbul Tıp Fakültesi’ne bağlananbu okuldan başka, Istanbul ve öteki illerde de ebe yetiştiren okullar açılmaya başlandı.
Günümüzde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na bağlı sağlık meslek liselerinin bir bölümünde ebe hemşireler yetiştirilmektedir. Ortaokuldan sonra dört yıllık eğitim veren bu okullardan mezun olanlar, hastanelerde, sağlık ocaklarında ve köylerdeki sağlık evlerinde görev yapabilirler. Bu ebelerin görevi yalnızca doğuma yardımcı olmakla sınırlı kalmayıp, gebe ve loğusaların, 0-6 yaş arası çocukların sağlık durumunun izlenmesi, çocukların aşılanması, halkın sağlık konusunda eğitilmesi, 15-44 yaş arası kadınların aile planlaması konusunda bilgilendirilmesi ve gerekli doğum kontrol araçlarının (örn. prezervatif, doğum kontrol hapı) dağıtılmasını da kapsar.