Gök Medrese (Tokat), kalenin doğusunda, Meydan Caddesi üzerinde, yazılı kaynaklara göre Anadolu Selçuklu vezirlerinden Muineddin Süleyman Pervane’nin (ö. 1277) yaptırdığı iki katlı, açık avlulu, iki eyvanlı medrese. Adı, duvarlarını kaplayan turkuvaz renkli çinilerden gelmektedir. Kesin yapım tarihi bilinmemekte, 13. yüzyılın ikinci yarısının ortalarında yapıldığı sanılmaktadır. Yaklaşık 28 m x 38 m boyutlarında dikdörtgen planlı yapının taçkapısı kuzeye bakan kısa kenarın ortasındadır. Taş oyma geometrik örgelerle oluşturulmuş dikdörtgen bir bordürün içindeki taçkapı nişinin iki yanına birer sütunçe yapılmış, kemer kavsarası mukarnas sıralarıyla doldurulmuştur. Kemerle dikdörtgen bordür arasında kalan gene taş oyrnalarla bezeli üçgen alanlarda iki küçük pencere yer alır. Kapı boşluğunun üzeri iki renkli taşlarla yapılmış bir teğet sivri kemerle geçilmiştir.
Kapının arkasındaki tonozlu giriş eyvanı avluya açılır. Avlunun iki uzun kenanyla (güney ve kuzey) giriş eyvanı önündeki bir kısa kenan boyunca revaklar uzanır. Dördüncü kenann ortasında, girişin tam karşısındaki ana eyvan doğrudan avluya açılır, önünde revak yoktur. Yuvarlak sütünların üstündeki penci kemerlerden oluşan zemin kat revaklarının arkasında penceresiz medrese hücreleri yer ali!”. Ikinci kat revakları da penci kemerlidir, ama bunlar dikdörtgen kesitli tuğla ayaklara oturur. Bu kattaki hücrelerin dışa açılan birer penceresi vardır. Üst kata çıkan merdivenler giriş eyvanının önündeki revakta, iki yandadır.
Ana eyvanın yanlarındaki kapılı büyük mekanlardap güneydekinin dershane olduğu sanılır. Içinde sandukalar bulunan kuzeydeki ise türbedir. Bunların her ikisi de, ana eyvan gibi yapının iki katı yüksekliğindedir. Dikdörtgen planlı türbenin üzeri iki uçta birer tonozla, bunların arasında kalan kare biçimli boşluk da, üçgen geçiş öğelerine oturan bir kubbeyle örtülmüştür. Türbenin köşesinde, kuzeydeki medrese hücreleri sırasının sonunda bulunan kare planlı mekanın mescit olduğu sanılır. Avluya iki kapıyla açılan üzeri kubbeyle örtülü bu mekan da iki kat yüksekliğindedir.
Zamanında revak kemerlerini, ana eyvan kemerlerinin yüzünü ve eyvanın iç duvarlarını tümüyle kapladığı anlaşılan siyah, lacivert, özellikle turkuvaz renkli levha ve mozaik çinilerin günümüze pek azı kalmıştır.
Gök Medrese 1926’dan beri müze olarak kullanılmaktadır.