Tropik hekimlik, özellikle tropik ve astropik iklimIerde görülen hastalıklan konu alan tıp dalı. Tropik hekimlik 19. yüzyılda, sömürgelerde yaşayan halk ve askerlerin sağlığından sorumlu hekimlerin ılıman Avrupa ikliminde görülmeyen enfeksiyon hastalıklarıyla karşılaşmasıyla ortaya çıktı. 19. yüzyılın son çeyreğinde tropik hastalıkların denetim altına alınması yolunda önemli adımlar atıldı. Sir Patrick Manson filaryoza neden olan asalağın sivrisinek ısırmasıyla bulaştığını gösterdi; daha sonra sıtma ve sanhumma gibi başka tropik hastalıkların da sivrisinek ısırmasıyla bulaştığı anlaşıldı. Birkaç yıl sonra uyku hastalığında çeçe sineğinin, kalaazarda tatarcığın, vebada keme piresinin, epidemik tifüste vücut bitinin ve şistozomiyazda sümüklüböceğin bul aştırıcı rolü olduğu görüldü. Tropik hastalıklan denetim altına almak yolundaki ilk çabaların çoğu bataklıklar ya da sivrisineklerin ürediği öbür alanların kurutulmasına yönelikti. çevreye ilişkin buna benzer önlemler günümüzde de çok etkilidir; bununla birlikte yeni antibiyotiklerin kullanılmaya başlaması, sık rastlanan bazı tropik hastalıklarda etkili olmuştur.
Tropik hastalıkların yıkıcı toplumsal ve ekonomik etkileri kısa zamanda araştırmaların tropiklerde çalışan hekimlerden, İngiltere gibi sömürgeci ülkelerdeki örgütlü ve düzenli araştırma enstitülerine kaymasını sağladı. Sömürge yönetimleri veba, sıtma, kolera, sarıhumma ve sık rastlanan başka tropik hastalıkların en azından Avrupalıların yaşayıp çalıştığı bölgelerde kökünü kazımak amacıyla ulusal ve uluslararası komisyonlar kurdular. Tropik hekimlik üzerine eğitim veren ilk kurumlar 1899’da Ingiltere’ de açıldı. 1960’larda sömürgelerin çoğunun bağımsızlığına kavuşmasıyla bu ülkelerin hükümetleri Dünya Sağlık Orgütü (WHO) ve eski sömürge yönetimlerinin de yardımıyla araştırmaların çoğunu ve önlemleri üstlendi.