Askı Kolye, Pandantif olarak da bilinir, kuyumculukta bilezik, küpe, özellikle de gerdanlık gibi takılardan sarkan süs, Askı kolyeler, ilk çağlarda insanların boyunlarına muska ya da tılsım takma alışkarılığından ortaya çıkmıştır. Bu alışkanlık diş, taş ve deniz kabuğu gibi nesnelerden yapılan kolyelerin takıldığı Taş çağına dayanır.
Mısır firavunları da, bazısı çok büyük boyutlarda askı kolyeler takarlardı. Bunların üstünde genellikle, hükümdarın tanrılaştırılmasını betimleyen, anı ya da uğur niteliği taşıyan sahneler resmedilmiş olurdu. Eski Mısır’da kullanılan başka askı kolyeler ise sinek, kanatlı skarabe, akbaba, Tanrı Horus’un gözü, şahin ve kutsal yılan biçimlerindeydi. Erken tarihli altın askı kolyelerin en zarif örneklerinden biri, birbirine tutturulmuş iki eşekarısındanoluşan, Miken uygarlığına ait kolyedir. İÖ 17. yüzyıla tarihlenen bu kolye bugün, Girit Adasındaki Herakleion kentinin Arkeoloji Müzesi’ndedir. Etrüks askı kolyeleri iğ ve silindir örgeleriyle bezeli ve figürlü ya da insan başı biçiminde olurdu. Eski Yunan’da ve Helenistik Dönemde yapılmış askı kolyeler genellikle tam bir gerdanlık görünümündeydi. Roma gerdanlıklarında bulla biçimli askı kolyeler yaygın olmakla birlikte kamayö, taş oyma ve altın paralı örneklere de rastlanırdı.
Ortaçağ boyunca en sık kullanılan rnücevherler, rölikler ya da kutsal nitelikli askı kolyeler ile haçlardı. Bunlar, genellikle bir çerçeve içine oturtulmuş, dinsel konuların canlandırıldığı oymalı ya da mineli örneklerdi. Askı kolye biçimindeki ilk röliklerin en ünlülerinden biri Charlemagne’a aitti. Günümüzde Fransa’da Reims Katedrali’nin hazine dairesinde saklanan bu askı kolye, içinde İsa’nın dikenli tacının ve gerildiği çarnuhın kalıntılarının saklandığı altın ka kmalı küçük safir bir kutudur. 14. yüzyılda, soylu erkekler arasında armalarla bezenmiş askı kolyeleri olan gerdanlıklar takma modası yaygındı; kadınların taktığı askı kolyelerin üstünde de genellikle duygusal konular betimlenirdi.
Askı kolyeler 16. yüzyılınbaşına doğru, dinsel amaçtan çok, sırf süs için kullanılır oldular. Rönesans sanatçıları deniz kızlarını, yarı insan yarı balık deniz tarırılarını, hayvanları, gemileri, mitolojik ve dinsel sahneleri betimleyen çok güzel, figürlü yüksek kabartma askı kolyeler ve haçlar yaptılar. çoğu zaman yüzleriyle kol ve bacakları altından yapılıp, minelenen insan ve hayvan figürlerinin bedenleri düzgün olmayan barak incilerden oluşturulurdu, Barok Dönem askı kolyelerin yapımında önceleri, değerli taşlarla bezenmiş geometrik örgeli dekoratif desenler, sonraları özellikle elmas, yakut, zümrüt ve incilerden oluşan kurdele ve çiçek desenleriyle çerçevelenmiş oyma figürler, oyma taşlar ve kamayö işleri uygulanmaya başladı, Bu tip askı kolyeler 18. yüzyılın sonlarına değin yaygınlığını sürdürdü.
Ampir üslupta askı kolyelere fazla ilgi gösterilmedi. Bu döneme ait ender örneklerin çoğu kamayö madalyonlardan oluşuyordu. 19. yüzyılda ise Art Nouveau akımı çok güzel askı kolyeler yarattı. Bunlarda kullanılan en yaygın örgeler kadın figür ve profilleri, kelebekler, tavus kuşları, böcekler ve çiçeklerdi.