Aşık edebiyatı, aşık denen halk sanatçılarının ürünlerinin oluşturduğu halk edebiyatı türü. 16. yüzyılın başlarında ortaya çıkmış
ve günümüze değin varlığını sürdürmüştür. Söz ve müzik bu edebiyat türünün birbirini tajnamlayarı iki önemli öğesidir. Aşık edebiyatı, Islam öncesi dönemin sözlü edebiyatının bir devamı sayılabilir. Tekke ve tasavvuf edebiyatından da erkilenerek özellikle Anadolu’ da gelişmiştir. Aşık edebiyatında, halk edebiyatı ölçülerinin ve nazım biçimlerinin yanı sıra, divan edebiyatı ölçüleri ve nazım biçimleri de kullanılmıştır. En çok kullanılan ölçüler l1’li (4 + 4 + 3,6 +S), serbest duraklı 8’li (4+,4, 5 +3) ve Tli (4 + 3) hece ölçüsüdür. Aşık şiirinin temel nazım birimi dörtlüktür, ama çeşitli nedenlerle dize sayısı azalıp çoğalabilir.
Eşit sayılı dizelerle sıralanan bu kümelerin herbirine “bend” ya da “hane” denir. Bendlerin uyak düzeni aşık şiirindeki iki temel biçimi belirler; Koşma ve mani koşma 11 ve 8’li hece ölçülü, maniZ’Ii, seyrek olarak da 8’li hece ölçülüdür. Aşık şiirindeki aruzlu biçimlerin en çok kullanılanı ise divan (failatün failatün failatün füilün), semai (rnefailün mefailün mefailün mefailün), kalenderi (rnef’ülü mefailü mefailü feülün) ve selistir (feilatün feilatün feilatün feilün). Aşık edebiyatının başlıca türlerini destan, güzellerne, taşlama, koçaklarna, ağız ve muamma oluşturur. Destan en çok l1’li, seyrek olarak da 8’li hece ölçülü dörtlük birimine göre düzenlenir. 8-10 dörtlükten oluştuğu gibi, 100 dörtlük olanları da vardır. Daha çok, toplumu ilgilendiren savaş, salgın, doğal afet gibi olayları konu edinir. Güzelleme doğa ve insanın güzelliklerini dile getirirken, taşlamaı”) toplum ve bireyleri yerer, onların aks ak ve gülünç yanlarıyla alayeder. Koçaklama kahramanlık ve yiğitlik üzerine destan sı öğeler taşıyan şiir türüdür.
Ağıt genellikle bir ölünün ya da acı bir olayın ardından söylenen halk türküsüdür. Muamma ise yarışmalı şiir türüdür. Aşıkları bir tür sınamadan geçirme olan “muarnma asma” töreninde, ortaya atılan bir bilmecenin çözülmesi istenir ve muammayı çözen aşık, mu amma sahibinin bahşişini alır. Bunun ikinci türü ise, iki aşığın karşılıklı sazlı ve sözlü atışmasıdır. Karşılıklı sorular sormak ve az rastlanır uyaklı şiirler söylemek biçiminde sürer. Yarışmayı yitiren aşık, kazananı usta kabul eder ve bir daha onun bulunduğu mecliste çalıp söylemez. Bu türleri n dışında aşığın gezip gördüğü yerleri ve edindiği bilgileri başkalarına aktarmak amacıyla söylediği öğretici şiirler de vardır.