Çekiç Atma, iki elle tutulan bir çekicin, bir daire içinden fırlatılarak atıldığı alan sporu. Yüzyıllar önce Britanya Adalarında gelişen oyunun başlangıcı, efsaneye göre İÖ 2000 dolayında İrlanda’da düzenlenen Tailteann Oyunları’nda Kelt kahramanı Cu Chulainn’in bir araba tekerleğini dingilinden tutup, başının çevresinde döndürerek hiç kimsenin atarnayacağı kadar uzağa atmasına dayanmaktadır. Tekerleğin yerini daha sonra tahta bir tutamağın ucuna bağlanmış iri bir kaya parçası aldı. Eski Töton kabileleri, Tanrı Thor’un onuruna düzenlenen dinsel şölenlerde çeşitli çekiç atma oyunları oynarlardı.
Çekiç atma 1866’dan bu yana Ingiltere, ırlanda ve Iskoçya’da pist ve alan yarışmalarında düzenli olarak yer almıştır. Olimpiyat Oyunları’nda ise 1900’de yer almaya başlamıştır. 1875’te çekiç ağırlığını 7,26 kg, uzunluğunu 106,75 cm (sonradan en fazla 121,3 cm) ve çekicin atıldığı dairenin çapını 2,135 m olarak belirleyen İngilizler, böylece oyunu kesin kurallara bağladılar. İlk çekiçler tahta tutamaklıydı ve başları dövme demirdendi. Günümüzde, Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu (IAAF) tel tutamaklı küresel ağırlıkların kullanımını zorunlu kılmıştır. Top, demirden ya da en az pırınç kadar sert başka bir metalden yapılır. Ayrıca bu tür bir metalle kaplı olmak üzere içi kurşun ya da başka bir malzemeyle de doldurulabilir. Tutamak, bir ucunda topun tutturulduğu düz ya da bilyeli bir fırdöndü, öteki ucunda ise iki elin kavrayabileceği sert bir halka bulunan çelik bir teldir. Çekicin fırlatılacağı daire, görevlilerin ve izleyicilerin güvenliği için C biçimli bir kafesle çevrilir.
Modern çekiç atma tekniğinde atıcı, çekici fırlatmadan önce vücuduyla üç tam ve seri dönüş yaparak çekicin hız kazanmasını sağlar. Bu spor için güç, denge ve çok iyi bir zamanlama gereklidir. Atlet atış yaparken, fırlatma alanını çevreleyen çembere ya da çemberi n dışına basarsa, ya da çekiç, atış alanında dairenin merkezinden doğru çizilen 40o’lik bir açı diliminin dışına düşerse atış geçersiz sayılır.
Türkiye’ye 1950’lerin başında giren çekiç atma sporunda ancak 1970’lerde başarılı atletler çıkmaya başladı. Bununla birlikte ulaşılan düzey henüz dünya standartlarının oldukça gerisindedir.