David Wark Griffith, (Doğum 22 Ocak 1875 Floyfsfork, Kentucky – Ölüm 23 Temmuz 1948 Hollywood, ABD) ABD’li öncü sinema yönetmeni. The Birth Of a Nation (1915 Bir Milletin Doğuşu), Intolerance (1916 Hoşgörüsüzlük), Broken Blossoms (1919 Kırık Tomurcuklar/Kırık Çiçek), Way Down East (1920 Güney Yolu), Orphans of the Storm (1921 Fırtına Çocukları) ve The Struggle (1931 Mücadele) gibi filmlerinde birçok temel sinema tekniğini geliştirmiştir.
Louisville yakınlarında küçük bir köyde doğdu. Eski bir Konfederasyon albayı olan babası Jacob Griffith’in anlattığı Meksika ve Amerikan İç Savaşı öykülerinden ve aile içinde birlikte okunan Dickens, Shakespeare ve Sir Walter Scott’ın yapıtlarından büyük ölçüde etkilendi. Yedi yaşındayken babası öldü. Yoksullaşan ailesi kısa bir süre akrabalarının yanında kaldıktan sonra Louisville’e taşındı. Griffith ailesine parasal yardımda bulunabilmek amacıyla ortaokuldan ayrıldı. Bir kitabevinde tezgahtarlık yaptığı sırada Louisville’in aydınlarıyla ve Temple Tiyatrosu’nun oyuncularıyla tanıştı.
Griffith oyunculuk yaşamına amatör tiyatrolarda başladı. İlk profesyonel rolünü Temple Tiyatrosu’nda sahneye çıkan bir hisseli kumpanyada aldı. Ardından çeşitli topluluklarla turnelere çıktı. 1906 ilkbaharında Boston’da sözleşmeli olarak çalışmaya başladı. Bu dönemde yazdığı A Fool and a Girl (1907; Bir Budala ve Bir Kız) adlı oyunu beğenilmedi. Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nı konu alan ikinci oyunu War (Savaş) ise hiç sahnelenmedi.
Oyuncu dostlarından birinin önerisi üzerine, Griffith yazdığı tek-makaralık film senaryolarını önce Edison Film Company’nin yöneticisi Edwin Porter’a, daha sonra da Biograph Company’ye satmaya başladı. Her ikisi de New York kentinde bulunan bu şirketlerden birincisi için Porter’ın yönettiği Rescuedfrom an Eagle’s Nest (Kartal Yuvasından Kurtuluş) adlı filmde, ikincisinin de birçok filminde rol aldı. 1908’de Biograph’ ta yönetmen olarak çalışmaya başlayan Griffith, 1913’e değin çoğu tek-makaralık ve yaklaşık 12 dakika süren 400’den fazla film çekti. The Adventures of Dollie (1908; Dollie’nin Serüvenleri) adlı ilk filmi Çin genelerin kaçırdığı bir çocuğun kurtanlışını konu alıyordu. Sonraları daha uzun film denemelerine girişen Griffith’in Biograph için çektiği son film olan ludith of BethuZia (1913; Bethulialı Judith), Thomas Bailey Aldrich’in aynı adlı oyunundan serbestçe uyarlanmış bir Kitabı Mukaddes öyküsüydü ve dört’ makaradan oluşuyordu.
Biograph’ta çalıştığı sırada Griffith bazı sinema tekniklerini ilk kez uyguladı ya da geliştirdi. Tek bir nesne ya da yüz görüntüsünün beyazperdeyi doldurduğu yakın çekim, manzaranın bütün genişliğiyle beyazperdeye yansıtıldığı geniş çekim ve ayrı yerlerde çekilen sahnelerin kurgulanması ve art arda getirilmesiyle farklı olayların aynı anda gerçekleştiği izleniminin yaratıldığı almaşık kurgu bunlar arasındaydı. Ustün yetenekli görüntü yönetmeni G. W. “Billy” Bitzer’ın yardımıyla, Griffith kararma ve açılma adı .. verilen tekniği de başarıyla uyguladı. Oykünün ya da bir bölümün bittiğini ya da başladığını belirtmek için kullanılan bu teknikte görüntü yavaş yavaş karartılıyor ya da aydınlatılıyordu. Griffith ayrıca ka mera önüne takılan çeşitli parçalarla starrdart dikdörtgen görüntüden farklı çerçeveleme biçimleri geliştirdi. Filmlerinde yer verdiği genç oyuncular arasında sonradan sinemanın ünlüleri arasına giren Mary Pickford, Lillian ve Dorothy Gish, Mack Sennett, Mae Marsh, Lionel Barrymore ve Harry Carey gibi adlar vardı. Griffith 1913’te Biograph’tan ayrıldı ve Mutual Film Corporation’la sözleşme imzaladı. Bu şirket için çektiği filmlerden biri Bir Milletin Doğuşu idi. 8 Şubat 1915’te The Clansman adıyla Los Angeles’taki Clune Oditoryumu’nda gösterime giren film, çocukluk dönemini yaşayan sinema sanatını temelinden değiştiriyordu. Filmin radikal tekniği övülürken ırkçı felsefesi sert bir biçimde eleştiriidi. Maliyeti 110 bin dolar olan film milyonlarca dolar kar getirdi ve belki de sinema tarihinin en yüksek kar oranına ulaştı. ırkçı bildirisine karşı kamuoyunda oluşan muhalefet, filmin New York ve başka birçok kentte yasaklanmasına yol açtı. Sansüre şiddetle karşı çıkan Griffith sonraki filmi Hoşgörsüzlük’te bir bakıma kendisini eleştirerilere de yanıt verdi.
Destansı boyutlarda bir film olan Hoşgörüsüzlük dört ayrı öyküden oluşuyordu: Eski Babil’in II. Kyros’un (Kuraş) komutasındaki güçlerin eline geçişi, 16. yüzyılda Fransa’ da Aziz Bartolomeos Yortusu Kıyımı, Isa’ nın Çarmıha Gerilişi ve haksız yere mahkürrı edilen bir insanın çağdaş öyküsü. Ozellikle eski Babil’i temsil eden dev dekorlar sinemanın anlatım olanaklarının simgesi haline geldi. 16. yüzyıl Paris’ini temsil eden zengin dekorlar da aynı derecede etkileyiciydi. Gittikçe karmaşıklaşarak iç içe geçen dört öykü bugün bile hayranlık uyandıran denetimli bir görüntü zenginliğiyle sona eriyordu. Yalnızca çağdaş öykünün sonu mutluydu. Film savaşın sona ermesi için tanrısal güçlerin müdahalesini dileyen alegorik bir ricayla sona eriyordu. Bu rica çiçeklerle kaplı bir savaş alanı üzerinde meleklerin görüntüsünün bindirme tekniğiyle beyazperdeye yansıtılmasıyla canlandırılıyordu. 5 Eylül 1916’da New York kentinde gösterime giren film eleştirmenlerce beğeniidi, ama seyirci kitlelerinin fazla ilgisini çekmedi. Gene de Hoşgörüsüzlük birçok yönetmenin önünde yeni ufuklar açtı ve eleştirmenlerin büyük çoğunluğunca sessiz film döneminin en başarılı yapıtı olarak değerlendirildi.
Bir Milletin Doğuşu’ndan kazandığı paranın çoğunu Hoşgörüsüzlük’le yitiren Griffith gene de New York’taki Mamaroneck kasabasında kendi stüdyosunu kurabiidi. Filmlerinin dağıtımını Mary Pickford, Charlie Chaplin ve Douglas Fairbanks’le birlikte kurucu ortaklarından olduğu United Artists aracılığıyla gerçekleştiriyordu. Kırık Tomurcuklarl Kırık Çiçek, Fırtına Çocukları ve büyük kar getiren Güney Yolu gibi çok başarılı filmler çekmesine karşın daha niteliksiz başka filmlerin ve 1920’lerin ilk yarısındaki ekonomik durgunluğun etkisiyle stüdyosu iflas etti. Daha sonra Paramount Pictures’da yönetmenlik yapmaya başlayan Griffith, United Artists için de sözleşmeli yönetmen olarak film çekmeyi sürdürdü. America (1924) adlı filminde Amerikan Bağımsızlık Savaşı’na, sıkıcı ve özyaşarnsal üslüptaki sondan bir önceki filmi Abraham Lincoln’da (1930) ise Amerikan Iç Savaşı’ na ilişkin görüşlerini yansıttı. Geçmişteki başarılarına ve sinema diline katkılarının bilinmesine karşın Abraham Lincoln’dan sonra sürekli bir iş bulamadı. Alkolik bir kocanın düşüşünü acımasız bir üslupla anlatan son filmi The Struggle (1931) ise tam bir başarısızlık örneği oldu ve kısa süren bir gösterirnden sonra United Artists filmi geri çekti. Griffith The Struggle’ın yapımcılığını tek başına üstlenmişti. Bir daha hiçbir filmin yapımcılığını üstlenemediği gibi filmcilik alanında düzenli bir iş de bulamadı.
Değerlendirme, Griffith sinemayı, duyguları ve düşünceleri ifade edebilen bir sanata yükselten tekniklerin geliştirilmesinde en önemli rolü oynamıştır. Filmlerini senaryosuz çeken Griffith’in kamera açılannın ve hareketlerinin kullanımına, ışıklandırmaya. özellikle de kurgu ve filmin temposuna katkılarının Erich von Stroheim ve Sergey Ayzerıştayn gibi sonraki kuşağın en yaratıcı yönetmenleri üzerinde büyük etkisi olmuştur.