Göğüs Kemiği, STERNUM olarak da bilinir, kara omurgalılarında, göğsün tam ortasında yer alan ve hem omuz kemerinin köprücük kemikleriyle, hem de kaburgalarla eklemlenerek bu yapılara destek olan uzun kemik. Göğüs kemiğinin, evrim sürecinin hangi basamağında ortaya çıktığı bilinmemektedir. Bazı çörellerde (sernender) ve öbür dörtayaklıların çoğunda bulunduğu halde, ayaksız kertenkelelerde, yılanlarda ve vücudu sağlam bir kabukla desteklerımiş olan kaplumbağalarda yoktur. Kuşlarda ve yarasalarda ise bu kemik, uçmaya yardımcı olmak üzere farklılaşarak, uçma kaslarının yapıştığı geniş bir karinaya dönüşmüştür. Memelilerde göğüs kemiği üç bölüme ayrılır:
1) Köprücük kemikleriyle ve ilk kaburga çiftiyle eklemlenen üstteki sap bölümü (manubrium),
2) öbür kaburgalann eklemlendiği bir dizi bölütten (sternebra) oluşan, ortadaki gövde bölümü(mesosternum),
3) hançersi bir çıkıntı biçimindeki sivri uç bölümü (xiphisternum).
İnsanda uzun ve yassı olan göğüs kemiği, boynun alt bölümünden midenin üstüne kadar uzanır ve dıştan elle hissedilebilir. Kabaca yamuk biçiminde olan sap bölümünde, köprücük kemiklerinin ve ilk kaburga çiftinin birleştiği çentikler vardır. Uzun ve dar olan gövde bölümü, çocukluk ya da ilk ergenlik çağında birbiriyle kaynaşan dört bölütten oluşur; iki yarıında kaburgalann eklemlendiği yuvalar vardır. En alttaki bölüm, genellikle kıkırdaksı dokuda ve hançer ya da kama biçiminde bir çıkıntıya dönüşecek biçimde kü- çülmüştür. Göğüs kemiğinde birkaç kemikleşme merkezi vardır; uçtaki hançersi çıkıntı orta yaşlarda kernikleşip gövdeyle birleşebilir , ama sap ile gövde bölümleri arasındaki eklem ileri yaşlara kadar açık kalır.