Bilgi Yönetimi (BY), işletmenin ürettiği mal veya hizmetlere yüksek katma değer yaratarak rekabet avantajı sağlayacak şekilde bilgi kaynaklarının tespitine ve bu kaynaklardan etkin yararlanmaya dayalı bir uygulama olması nedeniyle literatürde artan bir biçimde yer almaya başlamıştır. Genel olarak kâr amacı güden işletmelerde (kurumlarda) incelenen BY’nin hizmet üreten kamu kurumlarında nasıl ele alınması gerektiği ve bu tür kurumlarda verimliliği nasıl etkilediği konulan da incelenmelidir. Zira kamu kurumlarının gerek örgüt yapısı, gerek yönetim biçimi ve gerekse faaliyet alanı (yasama, sosyal güvenlik, adalet, sağlık, eğitim vd.) gibi başta gelen konularda özel sektör kurumlarına göre farklılık gösterdiği bilinmektedir. Bu itibarla bilgi yönetimi uygulamasının kamuda özel sektör kurumlarına nazaran daha farklı ele alınması gerektiği ortaya çıkmaktadır
Bilgi yönetiminde önemli bir unsur olan insanın (çalışanın) kamuda istihdamında liyakatin ikinci planda kalması, atamalarda siyasi tercihlerin ağır basması gibi nedenler kamuda özellikle ülkemizde etkin bilgi yönetimini zorlaştıracağı söylenebilir.
Örgüt sosyolojisi uzmanları, kamu kurumlarını kendi temel görevlerini istikrarlı ve düzenli bir biçimde yapan, görevlerini engelleyecek veya kesintiye uğratacak değişimlere direnç gösteren tekel durumunda büyük bir hiyerarşik (sıradüzenli) yapılar olarak görmektedirler . Örneğin Türkiye’de kamuda örgüt yapılanması ve kadroları yasa ile belirlenmiş olup genel olarak hiyerarşiktir ve bu hiyerarşik yapının yeniden düzenlenmesi veya değiştirilmesi kurumun kuruluş yasasını tekrar oluşturulması şeklinde olacağı için oldukça zaman alıcı ve zordur. Üstelik zaman içinde bu örgüt yapısı için kullanılan kadrolarda farklı niteliğe sahip insanların istihdam edildiği görüşü yaygındır. Bu tür bir örgüt yapısında kamu çalışanı (memur) örtük bilgisini rahatlıkla ortaya koyabileceği bir ortam bulamayabilir veya paylaşamayabilir.
Günümüzde özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler ve bilginin bu alan içerisindeki yaygın kullanımı, artan nüfusla birlikte daha da büyüyerek tüketici ihtiyaçlarındaki artışa ve değişime yol açmış ve bu bağlamda bilgi yönetimini kurumlarda kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmiştir. Bu yüzden bilgi yönetimi sayesinde kıt olan kamu kaynaklan daha etkin ve verimli kullanılmaktadır. Buna karşın özellikle özel sektör örgütlerinde görgül araştırmalara dayalı ortaya konulan ve bilgi yönetimini etkileyen faktörlerin; aynı şekilde kamu sektörü örgütlerinde de geçerli olup olmadığı veya ne ölçüde geçerli olduğu incelemeye muhtaç bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Okuyacağınız bu çalışma, özel sektör işletmelerinden hareketle kamu örgütlerinin bügi üretimini tetikleyen faktörleri ve bu bağlamda örgütsel yaratıcılık ve verimliliğin nasıl oluşturulması gerektiği üzerine kimi argümanlarda bulunmaktadır. Bu yüzden çalışmanın kuramsal kurgusunda öncelikle bilgi yönetimi kavramı, tanımı ve özellikleri verilmiş; sonra da suasıyla kamu sektöründe bilgi yönetimi, bilgi yönetimi ve yenilik ilişkisi, bilgi yönetimi ve verimlilik ilişkisi ve bilgi yönetimi sağlayıcıları gibi konular görgül alanda incelenen TBMM Genel Sekreterliği bağlamında ele alınmıştır.