Rafting Nedir?
Rafting, debisi bir miktarda olsa yüksek ve akış hızı ortalamanın üstünde olan nehirler üzerinde yapılan ekstrem bir spordur. Kabaca “Raft” adı verilen basit bir bot ile, oldukça azgın bir şekilde akan nehre karşı verilen bir mücadeledir Rafting. 6 – 8 kişi arasında oluşan ekipler ile yapılan bu sporun sonunda ıslanmadan karaya çıkmak istiyorsanız, ekip arkadaşlarınız ile tam bir uyum içerisinde olmanız gerekiyor.
Rafting sporu diğerlerinden ayıran en önemli özellik ise hiç kuşkusuz uzunca bir eğitim periyoduna ihtiyaç duymamasıdır. Yani şunu şöyle izah edelim. Örneğin dalgıç olmak istiyorsanız, suya girmeden önce uzunca bir teorik eğitimden geçmeniz gerekir. Teorik eğitimin sonunda da yazılı bir sınava girdikten sonra artık suya girmeye hak kazanabilirsiniz. Ama denize değil, önce havuza! Havuzda başarılı olduktan sonra denize girebilen dalıcı, 4 dalışını tamamladıktan sonra ve eğer başarılı görülürse Dalgıçlık brövesini alır.
Rafting Nasıl Yapılır?
Ancak bahsi geçen sporda böyle can sıkıcı eğitim ve sınav aşamaları yoktur. Spora başlamadan önce verilen 45 dakikalık brifing ile çok rahat bir şekilde rafting yapılabilir. Bu yüzden çok da vakti olmayan ama ekstrem sporlar ile uğraşmak isteyen insanların en büyük tercihlerinden birisidir. Eğitime ihtiyaç duymayan bu spor, aynı zamanda herhangi bir kas gücüne ya da herhangi bir beceriye de ihtiyaç duymaz. Evet, bu sporda kürek çekmektir asıl olan, ancak herhangi bir kas gücüne dayalı değildir bu kürek çekme işlemi. Önemli olan doğru yerde, doğru zamanda ve diğer ekip arkadaşlarınızla uyum içerisinde kürek çekmenizdir. Dolayısıyla rafting, diğer ekstrem sporlara göre oldukça kolay yapılabilir bir spordur.
Ancak elbette ki her sporda olduğu gibi bu sporda da belirli zorluk seviyeleri vardır. Bu seviyeler Derece 1’den Derece 6’ya kadar katlanarak gider. Derece 1 genellikle debisi biraz daha düşük ve daha az şiddetle akan nehirler üzerinde yapılan, bu spora ilk defa başlamış, hatta 18 yaşından küçükler için uygun olabilecek bir derecedir.
Ama dereceler arttıkça, nehirlerin debisi ve akma şiddeti de o oranda artar. Örneğin derece 3 olan nehirlerden birisi olan Melen rafting sporu açısından zorlu sayılabilecek bir nehirdir. Özellikle bahar aylarında karların erimesi ile debisi artan Melen rafting severler için oldukça büyük bir mücadele ortaya koyar. Bunun yanı sıra Melen çayının bulunduğu Düzce rafting sporunun yapılabildiği mevsimlerde oldukça soğuk olacağından katılımcılar nehrin azgın suları ile mücadele etmenin yanı sıra dondurucu soğuklar ile de mücadele etmek durumunda kalacaklardır.
Ancak hemen hemen bütün rafting merkezleri, sporculara dalgıçların da kullandığı neopren elbiselerden verir. Bu elbiseler tamamen su ve soğuk geçirmez değildir. Ancak sizleri bir nebze de olsa soğuktan koruyacaktır. Zaten bu sporu yaparken salgılayacağınız adrenalin ve bir saniye bile durmadan yapacağınız hareketler üşümenizi önleyecek ya da en azından geciktirecektir.
Rafting’in derecelerinden söz ediyorduk. Derece 6, en zorlu nehirleri ifade eder. Debisi çok yüksek, akış hızı inanılmaz boyutlarda olan bu nehirlerde, şelaleler ve kayalar gibi sporcuları engelleyecek birçok engel bulunur. Bahsi geçen sporu yapabilmek için herhangi bir tecrübeye ve bilgi birikime sahip olmak gerekmez dedik ancak bu dereceye sahip olan nehirlerde bu sporu yapmak tecrübeliler için bile oldukça zordur. Dolayısıyla bu spora yeni başlayan insanların bu dereceli nehirlerden uzak durması tavsiye edilir.
Ancak yine de bu sporda bir miktar tecrübeli iseniz ve ekip arkadaşlarınız da tecrübeli insanlardan oluşuyor ise, bunun yanı sıra rehberiniz de bahsi geçen nehirde çok vakit geçirdiyse derecesi 6 olan nehirlerde bu sporu gene de yapabilirsiniz. Elbette zorluk arttıkça salgılanan adrenalin ve dolayısıyla duyulan zevk de o derece artacaktır. Ancak gene de suya düşmeye, ıslanmaya, bolca su yutmaya ve üşümeye şimdiden hazırlıklı olun.
Özetle, rafting sporu diğer ekstrem sporlara nazaran daha kolay olan, herhangi bir eğitim aşaması olmayan dolayısıyla da sınava girip bröve almanızı gerektirmeyen ekstrem bir spordur. Bu sporu yapabilmek için 14 yaşını geçmiş olmanız ve kalp rahatsızlıkları gibi kronik rahatsızlıklara sahip olmayan bir bünyeye sahip olmanız gayet yeterlidir.