Reenkarnasyon sürecinde izlenilen amaç, ruhun dünyadaki herhangi bir madde oluşumuna ait icaplarda bilfiil yaşadıktan sonra daha yüksek tertipteki madde icaplarında da yaşamaya kendilerini hazırlamalarıdır.
Önemli Not: “İslam bilginleri bu inanç tarzını reddetmişlerdir. ”
Böylece reenkarnasyon, aşama aşama ve ilerlemiş bir şekilde aşağıdan yukan doğru zaruri olarak gerçekleşen bir ruh-madde ilişkisi halinin evrimleşmesi ile sonuçlanır. Buna göre bitkilik hali, gene kendi aleminde aşama aşama yükselerek hayvanlık haline geçmiştir. Böylece bunların herhangi bir nedenle geri dönmesine imkan olmadığı gibi bunun gereği ve anlamıda yoktur. Şu halde bazı klasik düşünce sahiplerinin kabul ettikleri tenasüh fikri (insanın hayvan kalıbına da girebileceği düşüncesi), klasik deneysel spiritüalizma anlayışında olduğu gibi, Neo-Spiritüaliz anlayışı ile de kabul edilir gibi değildir.
Ruhların reenkarnasyonlan sırasında edindikleri beden ve hayat şartları, keyfi ve rasgele arzulardan doğma bir irade ile edinilmiş veya insana zorla kabul ettirilmiş değildir. Bunlar ilahi Kanunlar’ın icaplarına uygun bir nedensellik prensibi hükmünce ve ruhların evrim dereceleri ile ve ihtiyaçları ile uyumlu olarak ya bir ruhun imkan oranında kendi takdiri ile ya da daha yüksek yardımcı ruhların tavsiyeleri ile orta va çıkar.
Ruh göçü (Reenkarnasyon) ve İslam’daki yeri nedir?
Reenkarnasyon Nedir ?
Ruh göçü ruhların beden değiştirerek dünyaya tekrar tekrar gelmelerine denir. Ruh göçü inancı, Hindistan ve Çin’in büyük bir bölümü başta olmak üzere bazı ülke ve bölgelerde varlığını sürdürmektedir. Bu inanca sahip olanlara göre, ruhun bir defa dünyaya gelmesiyle evreni tanıması mümkün değildir. Bunun için bir beden ölünce ruhu yenisine geçer. Bu yeni bedende ruh öncekine oranla daha da olgunlaşır. Söz konusu intikal her ömrün sonunda başka bedende ve varlıkta gerçekleşebilir. Nitekim su, bulut ve gök gürültüsüne dönüşüyor. Yumurta kuş biçimine geliyor. Palamut, meşe ağacı oluyor. Odun ateş ve kül halini alıyor.
İslam’daki Yeri ?
İslam bilginleri bu inanç tarzını reddetmişlerdir. İslam inancına göre ruh, ezelî olmayıp sonradan yaratılmıştır. O, bedenin tamamlayıcısıdır. Ahirette beden yeniden yaratılınca ruh tekrar ona iade edilecektir. Dolayısıyle dünyadaki ameline göre mükafat veya cezaya muhatap olacaktır. Kur’ân’da ruh göçünün olmadığı kesin olarak ifade edilmektedir: “Nihayet onlardan birine ölüm gelince: ‘Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım’ der. Hayır! bu sadece onun söylediği boş bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde(berzah) vardır.” (Mü’minûn 23/99-100).