Yüzme, vücudun su üstünde kalma özelliğiyle el ve ayakların birleşik hareketinden yararlanarak suda ilerleme. Yaygın bir eğlence ve spor olarak vücudun gelişmesine de katkıda bulunan yüzme, özellikle terapide ve bedensel özürlü kişilerin tedavisinde yararlıdır. Yüzme öğretimi cankurtaranlık eğitiminin de bir parçasıdır.
Tarihçe, Arkeolojik bulgular ve öteki veriler iö 2500’lerden başlayarak Mısır’da, daha sonra Asur, Eski Yunan ve Roma uygarlıklarında insanların yüzdüğünü göstermektedir. Eski Yunan ve Roma’da yüzme askeri eğitimin yanı sıra yetişkinler için temel eğitimin bir parçasıydı. Doğu’da yüzmenin tarihi en azından İÖ I. yüzyıla değin iner; bu tarihlerde Japonya’da yüzme yarışıarı yapıldığına ilişkin kayıtlara rastlanmıştır. Okullarda yüzme eğitimini zorunlu kılan Japon imparatorluk fermanı 17. yüzyıl öncesinden kalmadır. Japonya’nın örgütlü yüzme yarışıarına geçişi ise 19. yüzyıla ve Batı’ya açılmadan önceki döneme uzanır. Büyük Okyanusun yazıöncesi deniz halkları
arasında çocukların yürüme çağında, hatta daha önce yüzmeyi öğrendikleri anlaşılmaktadır. Eski Yunanlıların zaman zaman yüzme yarışıarı düzenlediğine ve ünlü bir boksörün, idmanın bir parçası olarak yüzme sporu yaptığına ilişkin kayıtlar vardır. Eski Romalılar hamamlardan ayrı olarak yüzme havuzları yapmışlardır. Maecenas’ın İÖ I. yüzyılda ilk ısıtmalı yüzme havuzunu yaptırdığı söylenir.
Destan ve efsanelerde de yüzmeden söz edilir, Anglosakson kahraman Beowulf’un, savaş giysileri kuşanmış durumda yüzerken bir düşmanı alt ediştyle övünmesi ve efsane kahramanı Leandros’un aşığı Hero’ya ulaşmak için Çanakkale Boğazını yüzerek geçişi . bu türden anlatılara örnektir. Ortaçağda İnsanların yüzmeye ilgi göstermemesi, bazı uzmanlarca, yüzmenin hastalık bulaştıracağı ve salgın hastalıklara neden olacağı korkusuyla açıklanmaktadır. İngiltere’de 17. yüzyılda kıyı sayfiyelerinde yüzüldüğüne ilişkin bulgular vardır; bunların su terapisiyle ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Yüzmenin hem eğlence, hem spor olarak yaygınlaşması ise 19. yüzyıla rastlar. Ilk yüzme sporu örgütünün kurulduğu 1837’de, Londra’da tramplenli altı kapalı yüzme havuzu vardı. Ilk yüzme yarışı 1846’da Avustralya’da düzenlendi. 1869’da kurulan Londra Metropoliten Yüzme Kulüpleri, daha sonraları Ingiliz amatör yüzme sporunun yönetici organı Amatör Yüzme Birliği’ne dönüştü. Kara Avrupa’sındaki bazı ülkelerde de 1882-89 arasında ulusal yüzme federasyonları kuruldu. ABD’de yüzme sporunun ülke çapında örgütlenmesi 1888’de Amatör Spor Birliği’ nin (AAU) kurulmasıyla gerçekleşti. Yeni Zelanda’da ve Yeni Güney Galler’de ulusal yüzme örgütleri 1890’larda ortaya çıktı. Avustralya Amatör Yüzme Birliği 1909’da kuruldu. Uluslararası Amatör Yüzme Federasyonu (FINA) da 1909’da örgütlendi.
Yüzme yarışları, Uluslararası alanda yüzme yarışları, 1896’da yeniden başlatılan Olimpiyat Oyunları’nda bu sporun da yer almasıyla önem kazandı. Önceleri yüzme dalında yalnızca erkekler yarışırlarken, 1912’de bayanlar yüzme yarışıarına da yer verildi. FINA’nın kurulmasından önce Olimpiyat Oyunları ilginç ve değişik yüzme yarışıarına sahne oldu. Örneğin 1896 Atina Olimpiyat Oyunları’nda Yunanistan’ın Pire limanındaki gemilerin güvertesinde bulunan gemicilerin katıldığı 100 m yarışı yapılmıştı. 1900 Paris Olimpiyat Oyunları’nda Sen Irmağında yapılan 200 m engelli yüzme yarışı bir direğe tırmanmayı ve bir dizi kayığın üzerinden geçtikten sonra bu kayıkların altından yüzerek geçmeyi içeriyordu. 1896’dan 1904’e değin olimpiyatlarda yer alan yüzme yarışıarı arasında 4.000 m ve 1 mil yarışı, ayrıca su altından en uzun mesafeye yüzme de vardı. Bu tür tuhaf yarışlar. yüzme sporunu FINA’nın yönetmeye başlamasıyla birlikte kaldırıldı. FINA kurallarına göre hem Olimpiyat Oyunları’nda, hem Dünya şampiyonalarında yarış mesafeleri metre cinsinden ölçülmeye başladı; 1969’da da yarda cinsinden dünya rekorları iptal edildi. Yarışlardaki yüzme stilleri ise serbest, sırtüstü, kurbağalama ve kelebek olmak üzere dört stile indirildi. Günümüzde bireysel karışık yüzme yarışıarında dört stilde de yüzülür. Olimpiyat ve Dünya yüzme şampiyonalarında çeşitli zamanlarda üstünlük kuran birçok ülke olmuştur. Bunlar arasında Macaristan, Danimarka, Avustralya, Almanya, Fransa, İngiltere, Kanada, Japonya ve ABD sayılabilir. 1920’lerden 1980’lerin başlarına değin ABD’li yüzücüler yüzme sporunda üstünlük kurmuşlardır.
Yüzme eğitimi ve antrenmanı, Hem yüzme sporuna, hem can kurtarmaya yönelik yüzme eğitimi programları ilk olarak 19. yüzyılda Ingiltere’de uygulandı. Bu programlar başka Avrupa ülkelerinde de benimsendi. ABD’de can kurtarma amaçlı yüzme eğitimi Kızıl Haç’ın desteğinde başlatıldı. i. ve II. Dünya savaşları sırasında silahlı kuvvetlerin çeşitli birimlerinde yapılan eğitim çalışmaları yüzme sporunun gelişimine katkıda bulundu. Bu arada kamu kuruluşları ve okullarda verilen çocuklara yönelik yüzme kursları da yaygınlaştı.
Uluslararası yüzme yarışıarının önem kazanmasına bağlı olarak 50 m uzunluğunda yüzme havuzları oldukça yaygınlaşmıştır. Günümüzde hem yüzme eğitimi, hem yarışma performansını geliştirme açısından, ha, vuzlarda dalgaları azaltıcı oluklar, kulvarları ayıran şamandıralar yüzücülerin kol ve bacak hareketlerini incelemek üzere su altı kameraları, yüzücülerin görebileceği büyüklükte saatler ve elektronik kronometreler kullanılmaktadır. 1972’den bu yana bütün dünya rekorları saniyenin yüzde biri düzeyinde duyarlık la ölçülmektedir.